İçeriğe geç

Ölüm kuşu nedir ?

Ölüm Kuşu Nedir? Bir Geceyi Hatırlamak

Geçenlerde, kaybolmuş bir şeyin peşinden koşarken birdenbire karşıma çıkan eski bir hatıra, beni düşündürmeye itti: Ölüm kuşu nedir? Aslında bu soruyu sormak, bir şeyin kayboluşunu kabul etmek gibi bir şeydi. Bir şey kaybolur, ya da bir şeyin bitişini fark edersiniz ve sonra, bir gün o kaybolan şeyle ilgili bir şeyler hatırladığınızda, soru kafanızda yankı yapar. Bunu ilk defa, o eski geceyi hatırladığımda sordum kendime.

Bir Yaz Akşamı ve Eski Bir Hatıra

Yaz akşamları, Kayseri’nin o sıcağında, gözlerim bulutların geçişini takip ederken, çok eski bir hatıra tekrar önüme çıktı. O yaz akşamlarından birinde, hayatımda hiç unutamayacağım bir anı yaşamıştım. Henüz 16 yaşındaydım, ilk aşkım vardı ve bütün dünyayı tek bir kişiye, tek bir anıya sığdırabileceğimi düşünüyordum. O gün, ona her şeyimi anlatmıştım. Korkularımı, hayallerimi, her şeyi… Ama sonrasında bir şey oldu. Bir sessizlik, bir boşluk… Sanki her şey aniden buharlaşıp kaybolmuştu.

O anı hatırlıyorum, sırtımda bir soğuk rüzgar hissettim, tüylerim diken diken olmuştu. Bir an için, bir kuşun uğursuzca kanat çırpması gibi, ruhumda bir şeylerin gidip geldiğini hissettim. O kuş, bana ölüm kuşu gibi geldi. Sanki ne kadar güçlü olursam olayım, sonunda onun gidişiyle karşılaşacağımı biliyordum. Her şeyin bir sonu vardı. Ama o an, her şey bittiğinde, bu kuşun beni bulması gerektiğini hissediyordum. O anı hatırladıkça, ölümü ilk kez ciddiyetle düşündüm. Ölüm kuşu nedir, derken aslında o sessizlikteki korkuyu anlatmaya çalışıyordum.

Bir Gün Ölüm Kuşu Gelir mi? Duyguların Büyüsü

O geceyi hatırladığımda, bir yanda üzüntü, diğer yanda da bir keşif hissi vardı. Kendime hep sordum, gerçekten bir ölüm kuşu var mı? Ya da bu sadece bir metafor muydu? O geceyi ve duygularımı hatırlarken, ölüm kuşunun gerçek anlamda var olduğuna inanmaya başladım. O kuş, bazen bir kırgınlık, bazen kaybolan bir insan gibi gelir. Sadece fiziki değil, duygusal bir kayıp, bir kopuş, her şeyin sona erdiğini hissettiğiniz anlar, ölüm kuşunun kanat çırpması gibi. Ve ben, o geceyi hatırladıkça, bir şeyleri kaybetmenin gerçek anlamını anlamaya başladım.

Gerçekten de, bir zamanlar kaybolan bir şeyin ardından dönüp bakınca, kaybolan şeyin ne kadar değerli olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. O zaman fark ediyorsunuz ki, ölüm kuşu sadece bedensel bir sonu değil, hayata dair her şeyin sona erdiği, tüm duyguların boğulup gitmesi gibi bir anı simgeliyor. Belki de ölüm kuşu, bir şeyin sonunda ne olursa olsun yapabileceğiniz tek şeyin kalmak olduğunu hatırlatan bir şeydi.

Ve Sonra, O Geceyi Bir Kez Daha Yaşamak

Bir hafta önce, Kayseri’nin gece havası, yine bana o eski akşamı hatırlattı. Yıldızlar, aydınlatan ışıklar, sokakta yürüyen insanlar… Yine o garip tüylerim diken diken oldu. Sanki bir zamanlar kaybolan bir şeyin peşinden gitmek gibiydi. O geceyi hatırlamak, bir anlamda geçmişe dönmekti. Ama artık eskisi gibi değildi. Bu sefer bir umut vardı içimde. O kuşun gelmesini beklerken, sadece kaybolan şeyin peşinden gitmenin değil, aslında bir şeyleri kabul etmenin, büyümenin anlamını anladım. Ve belki de ölüm kuşu, kaybettiğimiz şeyin sonrasına dair bir semboldü. Ama kaybettiklerimizi kabul etmek, onlarla vedalaşmak da bir büyüme süreciydi.

Şimdi, her şeyin sonunda, o eski geceyi düşündüğümde, ölüm kuşunun sadece bir hikaye olduğunu, bir metafor olduğunu fark ediyorum. Ancak, o kuşun bazen gerçekten var olabileceğini, her kayıp ve her sonun içinde birazcık ölüm kuşunun bulunduğunu da kabul ediyorum. Belki de bu, hayatın içinde kaybolmuş bir kuş gibi, her zaman bizimle. Ölüm kuşu nedir diye sorarken, aslında hayatın kayıplarla, belirsizliklerle ve sonsuz bir döngüyle dolu olduğunu anlıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino şişli escort
Sitemap
betci